ANKARA AKYURT İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

2018-2019 Eğitim ve Öğretim Yılı Sene Başı Değişim Liderleri Toplantısı Yapıldı

2018-2019 Eğitim ve Öğretim Yılı Sene Başı Değişim Liderleri Toplantısı Yapıldı

ANKARA MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SENE BAŞI DEĞİŞİM LİDERLERİ TOPLANTISI YAPILDI

    2018-2019 eğitim-öğretim yılı sene başı DEĞİŞİM LİDERLERİ toplantımızı Bakanımız Sayın Ziya SELÇUK’un da katılımıyla gerçekleşti.  Önce Ankara Milli Eğitim Müdürlüğümüzü ziyaret edip, daha sonra Altındağ/Cemil Meriç Kültür ve Kongre Merkezi’ndeki toplantımıza katılarak DEĞİŞİM LİDERLERİ’ne hitap etti.

    Toplantımıza  Valimiz Sayın Ercan TOPACA’ya, Genel Müdürümüz Sayın Hamza AYDOĞDU’ya, Kaymakamlarımız, Belediye Başkanlarımız katılmışlardır. 

   Toplantıda Valimiz Sayın Ercan TOPACA, İlçe Milli Eğitim Müdürlerimize ve okul yöneticilerimize hitap etmişler ve hayırlı bir eğitim-öğretim sezonu geçirmemezi dilemişlerdir.

    İl Millî Eğitim Müdürümüz Sayın Turan Akpınar da İlçe Milli Eğitim Müdürlerimize ve okul yöneticilerimize hitap etmişler, değişim, heyecan, irfan ve erdem konularını ele almışlardır. 

    Altındağ Cemil Meriç Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya; Millî Eğitim Bakan Yardımcımız Sayın Mustafa Safran, Ankara Valimiz Sayın Ercan Topaca, İl Millî Eğitim Müdürümüz Sayın Turan Akpınar, İlçe kaymakamlarımız, ilçe millî eğitim müdürlerimiz okul müdürlerimiz ve diğer yetkililer katıldı.

    Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan program müzik dinletisi ile devam etti. 

    (Toplantıda)

    Toplantıda bir konuşma yapan Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, bu toplantıya özellikle gelmek istediğini, kendisi için her zaman mutfağın, işin yapıldığı yerin çok önemli olduğunu belirterek “Hayatımda hep okulların içinde olmayı çok önemsedim. Öğretmenler odasına girmeyi çok önemsedim ve aşağı yukarı iki haftada bir okulumuzu ziyaret etmek ve oralardaki arkadaşlarımızla çalışmalar yapma fırsatımız oldu. Benim Milli Eğitim Bakanlığına girişim bir nasip meselesi. Ben bu işlerden hep kaçtım. Çünkü çok büyük vebali olan işler ve çocukların hukukunu korumadan daha aziz olan daha yüksek olan bir vebal olamaz. Eğer biz attığımız imzalarda yaptığımız iş ve işlemlerle çocukların lehine olan şeyler yapmıyorsak zaten bu bizim için iki dünyamızı da karatan bir şeydir. Bir söz var der ki ‘Dünyadaki günahların en büyüğü yaptığı eğitimden şüphe duyduğu halde bu eğitimi yapmaya devam etmektir.’ Okullarda yaptığımız işlere soru soracağız. Diyeceğiz ki ‘Ey iş biz seni niye yapıyoruz. Bir milli eğitim müdürlüğümüzün içinde iş ve işlemlerin % 99’a yakın kısmı eğitim-öğretim ile ilgili değildir. Özlükle ilgili, soruşturma ile ilgili, tadilatla ilgili, görevlendirme ile ilgili vs. Benim Millî Eğitim Bakanlığına gelişimle birlikte bir beklenti oluştu. Niye oluştu bilmiyorum ama. Bu beklenti o kadar yüksek ki eğer bu beklenti karşılanmazsa benim ne kadar yüksekten düşeceğim de belli oldu. Ben Bakanlığa geldiğimde şu ya da bu nedenle bir beklenti oluştuysa, siz hangi koltuklarda oturuyorsanız siz o koltukta olduğunuz için de o heyecanın o beklentinin oluşması lazım. Eğer böyle bir beklenti toplumda, çocuklarda, velilerde, öğretmenlerde oluşmuyorsa o zaman bir öz değerlendirme yapmak lazım. Japonların bir sözü var. ‘Müzik değişince dans değişir’ diyorlar. Şimdi ben biraz önceki müzisyen arkadaşlarımıza da hususen teşekkür ediyorum ve bu beceriye sahip insanlarımızın sayısının, sanatın ince ayarından geçmiş olan çocuklarımızın sayısının çok çok artmasını temenni ediyorum ki önümüzdeki ana vazifelerden bir tanesidir bu. Hatta sizlerden de beklentimiz olacak bu konuda sizin önümüzdeki süreçte sanat, spor ya da başka alanlarda eş beceri olarak neye ne şekilde yönelebileceğiniz, arzu edebileceğiniz konusunda da imkânları genişletmek istiyoruz. Çünkü bu tür işler bizim şahsiyetimizi zenginleştirir ve biz daha estetik bir davranış içerisinde olabiliriz. Çocuklarımıza ve muhataplarımıza daha yüksek bir nezaket içerisinde davranabiliriz. Bu çok önemli. Sayın Cumhurbaşkanımızın mütevazı davranışlarını hepiniz fark ediyorsunuz. Yani Türkiye’nin, dünyanın en büyük liderlerinden birisi ama büyük bir tevazu içerisinde. Hepimiz şunun farkındayız. Bizim okulumuzda çalışan bütün görevliler dâhil hizmetliler dâhil biz biliyoruz ki onlar evlerine gittiklerinde, evlerinin başköşesine oturuyorlar. ‘Buyur baba buyur anne’ deniliyor onlara. Dolayısıyla sadece yaptığımız iş değişik. Biz hepimiz çocukların hizmetindeyiz. Burada bu ‘Müzik değişir dans değişir’ meselesini şunun için söyledim. Dünyanın müziği değişmiş. Biz müzik değiştiği halde eski hava ile oynayamayız. Bizi çok çok farklı bir gelecek bekliyor. İnanın 2030’ların sonunda 2040’ların başında benim neslimi bırakın çok daha genç nesiller kendilerini taş devrinde gibi hissedecekler.” diye konuştu.

   Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk “Bugün okula başlayan çocuk da o zaman iş hayatına atılacak ya da işten atılacak eğer biz iyi yetiştirmezsek. Bu çocukların hakkı var üzerimizde. Bu çocuklar bizi nasıl yetiştirdiniz bizi nereye hazırladınız derlerse inanın bu vebalin altından kalkamayız. Bir füzeyi aya fırlatırken füzeyi ay orada diye o tarafa fırlatmazlar. Füze oraya ulaştığında ayın yörüngesi neredeyse oraya fırlatırlar. Biz çocukları geleceğe fırlatıyoruz. Çocuklar gidip orada ayı bulamazlarsa bizi nereye fırlattınız derler. Tahmin etmemiz lazım, çalışmamız lazım. Farklı düşünmemiz lazım. Farklı düşünmekten kastım şu değerli arkadaşlar. Biz alıştığımız vaziyette devam edersek inanın sadece bugünü götürürüz biz de gelen evrak giden evrakçı oluruz. Eğer bir okul müdürü diyelim siz önümüzdeki hafta okul açılıyor. Okullarınıza gitmeseniz. Siz bir hafta yoksunuz gelecek hafta okullarınızda. Okulda ne olur. Şimdi seçeneklere gelelim.1. Okul darmadağın olur sıkıntılar çıkar.2. Hiçbir şey olmaz.3.Kısmen şunlar olur, bunlar olur. Böyle gider. Siz yokken zaten okul çalışmıyorsa iyi bir yönetim yoktur. Siz varken okul çalışıyorsa o zaman kontrol merkezli bir okul vardır. Ve okul lideri dediğimiz kişinin okulda gerçekten liderlik kariyerine sahip olması lazım. Eğer okulunuzdaki öğretmen toplumu size saygı duymuyorsa, senin bu göreve nasıl geldiğini tahmin ediyoruz gibi konuşmalar yapılıyorsa ya da yetkinliğiniz konusunda şüpheleri varsa öğretmen toplumunun, orada çalışma barışı zor gerçekleşir. Benim müdür arkadaşlardan birinci beklentim şu: Hem Talim Terbiye Kurulu Başkanlığımda hem Sayın Nimet Baş döneminde, hem Sayın Ömer Dinçer döneminde hem de Sayın İsmet Yılmaz döneminde kendileriyle de yüz yüze konuşma imkânı buldum. Eğer bir sistemi dönüştüreceksek biz bunu öğretmenlerle dönüştüreceğiz. Ama çok uzun yıllar alacak bir şey bu. Daha kısa bir şey varsa o da müdürlerimizle dönüştürmektir dedim. Arkadaşlar bizim için şu an kapıyı açan anahtar sizlersiniz. Elbette de ben öğretmenlerimizi merkeze alıyorum ve her yerde de söylüyorum. Ama benim kısa vadede yarın, gelecek hafta bir şey yapmam lazım sizinle alakalı. Eğer siz odanızda oturmaksızın gerçekten liderlik ederseniz, bütün öğretmenlere daha fazla yapacağımız şey var mı diye sorarsanız, velilerinizin bu artan baskısını kontrol ederseniz. Sen benim kim olduğumu biliyor musun diyen insanlara ikna yolu ile gerekenleri söylerseniz ve eğitimin kalitesini artırmak noktasında var gücünüzle çalışırsanız o zaman zaten okul uçacaktır. Değerli arkadaşlar kıta Avrupa’sındaki ülkelerde imkânı en iyi olan okullarla imkânı en kötü okullar arasındaki fark yüzde onlar arasındadır. Bizde bu fark yüzde altmışların üzerindedir. Okullarımız arasındaki fark bu kadar yüksek olunca veliler diyor ki ben şu okula göndermek istiyorum. Eğer bizim okullarımız arasındaki fark da yüzde onun altında olsa şu da olabilir bu da olabilir diyebilirler. O zaman sınav baskısı da azalır. Başka konularda da rahatlayabiliriz. Ankara’da sayın valimiz bir müjde verdi. 2019’un sonunda tam gün eğitime geçeceğiz. Bu çok önemli. Bundan daha önemlisi şu anda on dört ilimiz var tam gün eğitim yapan. Ve oralarda çok ciddi bir rehavet var. Derslik sayımız tamam hatta fazlamız var. Öğretmen eksiğimiz yok diyorlar. Biz olduk diyorlar. Ben de onlara diyorum ki asıl problem olan sizlersiniz. Çünkü siz Türkiye’nin illeri ile yarışmıyorsunuz. Siz dünyayla yarışacaksınız. Sizin öğretmen eğitiminizin kalitesi ne âlemde? Sizin uluslararası kalite endekslerinde okul kaliteniz nerededir? Siz bunlarla yarışacaksınız bizim daha çok işimiz var. Ama asgarisi biraz önce konuştuğumuz tam gün eğitimdir. Öğretmen açığının giderilmesidir. Değerli arkadaşlar bütün öğretmenler odasına gidesim var. Hepinizin odasında çay içesim var. Bunun mümkün olmadığının farkındayım. Fakat istiyorum ki benim nazarımda hepiniz öğretmenlerin elini bütün yüreğinizle samimiyetinizle sıkın ve selamlarımı iletin. Eğer moral, motivasyon yüksek olursa, inanın, çocukların da vaziyeti düzelir ve ortam güzelleşir. Bakın, öğrenmeyi Türkiye hep zihinsel bir işlem zannediyor. Öğrenme, birincilikle duygusal bir işlemdir. Beynin çalışma sistemi der ki siz, duyguyla temas etmediğiniz hiçbir çocuğu çalıştıramazsınız. Bütün çocukların gözüne gözü değmeden derse başlayan bir öğretmen asla muzaffer olamaz. Muhakkak surette önce duygu teması olacak, duygu birliği olacak, bir duygusal bağ kurulacak. Bunu yapmadan bir öğretmenin muvaffak olması mümkün değil değerli arkadaşlar. Lütfen bütün öğretmenlerinizin gözüne gözleriniz değsin. Oradan mümkünse gönlüne inin o insanların ve deyin ki biz, sizin için buradayız, çocuklar için buradayız. Sayın Bakan dâhil hepimiz, çocukların hizmeti için buradayız ve eğer öğretmenlerimizin huzuru olursa çocuklarımızın huzuru olur. Aksi takdirde öğretmenliği bir geçim vasıtası olarak yaparlar. Yani bir an önce dersim bitse de gitsem diye bakarlar. Buradaki, vazife şuurudur. Buradaki ilhamın, buradaki cesaretin önemini tekrar tekrar vurgulayıp model olarak bunu söylememiz lazım. Allah’ın izniyle, hiçbir engelimiz yok. Sadece mevcut kaynakları iyi yöneteceğiz. Moral, motivasyon, yöneticilerimizin arkasında olduğumuzu hissettireceğiz, yanında olduğumuzu göstereceğiz. Öğretmenlerimizle beraber duygudaşlık kuracağız, empati kuracağız ve netice itibariyle çocuklar size emanet, öğretmenlerimiz de size emanet. Lütfen omuzlarınızda onu taşıyarak Ankara için bir başarı hikâyesi yazalım. 

    İnşallah on beş gün içinde bir lansmanımız olacak, üç yıllık bir makroplan ilan edeceğiz. Türkiye’nin eğitim sistemi üç senede nereye gelecek, nasıl gelecek, hedeflerimiz nelerdir, bunların performans göstergeleri nelerdir? Üç sene sonra bu hedeflere gelemiyorsak Bakan da oturmasın, başkaları da oturmasın o koltukta. Bizim hedef koymamız lazım. Bizim çocuklar için, Türkiye için emperyalistlerin bu kadar üzerine geldiği bir ülke olan Türkiye için bir şey yapmamız lazım, farklı bir şey yapmamız lazım. İki katı, beş katı çalışmamız lazım.” diye konuştu. 

 

    Ankara Valisi Ercan Topaca, Ankara’da kayıt altına alınan resmi ve özel öğrenci sayısının 976 bin 972 olduğunu belirterek “Ülkemizin zenginliğini, insan kaynağının genişliğini ve gelecekte ülkemizin sorumluluğunu üstlenecek ne kadar çok gencimiz, evladımız olduğunu göstermesi açısından bu rakamlar önemlidir. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise sayısıdır bu. Ankara’da okul sayımız ise 2868. Bunun 1741’i resmi okullarımız 1127’si de özel okullardan oluşmaktadır. Öğretmen sayımız da hakikaten gurur verici bir sayı: 71 bin 937 öğretmenimiz var. Eğitim ordumuz bunlardan oluşuyor. Derslik sayımız 41 bin 623. Bunun yeterli olmadığını biliyoruz ki hızla bu sayıyı yukarı çekmeye çalışıyoruz. Kamunun, devletin okullarındaki derslik sayısı 28 bin 71. Özel okullardaki derslik sayısı da 13 bin 352. Bu derslik ihtiyacını karşılamak üzere şu an ilimizde bir seferberlik yapıyoruz. Bu konuda tabi Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı, desteği, o dönem Başbakanımız olan Binali Bey’in özellikle bizi yüreklendirmesi, Sayın Bakanlarımızın aynı şekilde bu yönde bizi motive etmeleri ile çok büyük bir yatırım hamlesine başladık. Ankara ilimizde 2019-2020 eğitim-öğretim yılının başına kadar tekli eğitime geçiş için ciddi bir yatırım hamlesi başlatıldı. Bu kapsamda şu an itibariyle, hayırsever yatırımlar da dâhil olmak üzere, 365 okulun -ki bunun içerisinde atölyeler var, otellerimiz var 3 tane, 4 tane yaklaşık 4000 kapasiteli yurdumuz, spor salonları var 29 tane- projesi devam ediyor.” dedi.  

    Çocuklarımızın sabahın saat altı buçuk yedisinde yollara düşmesini istemediklerini, bu anlamda olağanüstü bir gayret gösterildiğini vurgulayan Vali Topaca “Bize bu konuda destek anlamında kaymakamlarımız, ilçe milli eğitim müdürlerimiz, il milli eğitim müdürlüğündeki ekibimiz, belediye başkanlarımız, okul müdürlerimiz, herkesin çok önemli katkıları var. Bunu, inşallah sona ulaştırmak için bu katkıların devamını, kimsenin motivasyonunun eksilmemesini özellikle rica ediyorum. Her okul müdürümüz kendi okul çevresindeki inşaatında doğal kontrolörüdür. Gitsinler inşaatımız nasıl gidiyor kaliteli mi yanlış giden bir şey var mı onlara da sık sık baksınlar. Bizi bu konuda da uyarmalarını özellikle rica ediyorum” diye konuştu. 

   Vali Ercan Topaca, kamu önünde çok tartışılan ve yanlış bir algı oluşan uyuşturucu konusunda ise şunları söyledi:  “Bu vesile ile ifade etmek istiyorum. Uyuşturucu konusunda sürekli okullarımız töhmet altında bırakılacak şekilde deniyor ki: ‘Uyuşturucu ilkokula kadar geldi.’ Bunların çok net bir şekilde söyleyebiliyorum, aslı astarı yok. Bir kısım sorunlarımız var. Uyuşturucu bütün dünyanın derdi, günümüzün bir problemi ve gençliğin bir problemi. Uyuşturucu olayı dediğimiz olaylardan okul çevresinde olan, okulun içinde olan olay sayısı hiç yok, sıfır. Okulun yakın çevresinde diyebiliriz,  geçen eğitim-öğretim yılında olan olay sayısı 11’dir ve bu olaya karışan öğrenci sayısı da 14’dür. 976 bin içerisinde 11 olay, 14 öğrenci. Biraz daha Ankara’nın geneline baktığımız zaman da uyuşturucu olayı dolayısıyla hakkında işlem yapılan veya karışan öğrenci sayısı da bütün Ankara genelinde 145’dir. Biz bunları, sayıları az da olsa çok önemsiyoruz. Çocuklarımız her şeyin üstündedir. Onların sağlığını korumak gelecekle ilgili onları sağlıklı bir şekilde yetiştirmek, bu tür zararlı alışkanlıklardan onları korumak, her türlü tedbiri almamızı gerektiriyor. Bir başka rakam okul çevresinde uyuşturucu ile ilgili sorun var dendiği zaman biz ihbar sayısına bakıyoruz. Bu konuda ihbar sayısı 13’dür Ankara’da. Ancak uyuşturucu konusunda 2018 yılında dün tarihi itibariyle uyuşturucudan tutuklanan kişi sayısı 1626. Bu konuda 6558 kişiyi gözaltına aldık. Bunlardan 1626’sı tutuklandı. Köşe bucak bunları kovalıyoruz. Bu konuda da müdür arkadaşlarımızın, öğretmen arkadaşlarımızın polise çok önemli destekleri var, özellikle bunun devam etmesini rica ediyorum. Hakikaten uyuşturucu aldı başını gidiyor gibi bir algı var. Böyle bir şey yok.  Ciddi bir mücadele var. Birlikte hareket ettiğimiz zaman Allah’ın izniyle bunun üstesinden geleceğiz. İçişleri ve Millî Eğitim Bakanlığımız arasında yapılan protokol çerçevesinde sizlerle iletişim hâlinde olan, okul güvenlik görevlileridir. Onlarla da iyi bir iletişim içerisinde olarak bu konuları, uyuşturucuyla mücadele konusunu, birlikte yürütelim Böyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor, bazı kötü niyetli kişiler tarafından. Hakikaten okullarımız tertemiz, okullarımızın içinde hiçbir şey yok, yakın çevresinde yok, bunu net bir şekilde söyleyebiliyorum.” 

   Servis araçları konusunda, okul müdürlerinden denetim yapmalarını isteyen Vali Ercan Topaca “Emniyete talimat verdim, okullar açılır açılmaz Yönetmelik’te öngörülen şartları taşıyıp taşımadığı konusunda her köşede servisleri denetliyoruz. Ayrıca önümüzdeki on gün içinde bütün okullarımızın kantinlerini Gıda Tarım Orman Bakanlığı İl Müdürlüğümüzden ekiplerimiz gelecek, denetleyecek; sizlere de rapor verecekler. O rapor doğrultusunda eksiklerini hızlıca tamamlatalım. Tamamlamayan varsa da kantin işletmecileriyle ilgili gereğini yapalım. Kamera sistemlerini de Allah’a şükür, hızla genişletiyoruz. Okullarımızın, çocuklarımızın güvenliğini hem okul idarecileri tarafından hem de bir merkezden izleyerek, sağlama konusunda da ciddi yatırımları var devletimizin.” dedi. 

   Vali Topaca, Ortaöğretim Disiplin Yönetmeliği’nin etkin bir şekilde işletilmesini, bu konuda herhangi bir taviz verilmemesini, bir disiplinsizlik varsa öğrenci anlamında, onları kazanmaya dönük olmak kaydıyla, bu Yönetmeliğin bütün etkin bir şekilde işletmesini isteyerek “Yönetimde merhamet olmaz. Çünkü yönetimde merhamet, yarın karşımıza çok küçük bir marazı daha büyük hastalık olarak karşımıza çıkarabilir. Dolayısıyla bu konuda okul idaresi arkadaşlarımın, disiplinsizlik yapan kim olursa olsun, mevzuatı etkin bir şekilde işletip okulda düzeni sağlaması lazım. Biz, Millî Eğitim Müdürlüğümüzle birlikte son hazırlıkları, görevlendirmeleri yapıyoruz. Hedefimiz birinci hafta itibariyle bütün okullarımızda eksiksiz eğitim-öğretime başlamak. Elbette bazı derslerimizde, branşlarımızda, sınıflarımızda eksiklik olabilir; bunu çok hızlı bir iletişimle ilçeye, ilçe ile ulaştırdığı takdirde ilçeler arası dengeleme yapmak suretiyle eğitim-öğretime sorunsuz başlamak istiyoruz.” diye konuştu.  

   Sözlerine “Cumhuriyetimizin başkenti binlerce yıllık tarihiyle bilim, sanat, spor ve eğitim şehri Ankara’mızda eğitim yöneticisi olarak görev yapmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyorum” diye başlayan İl Millî Eğitim Müdürü Turan Akpınar, Ankara’nın önemini ve büyüklüğünü bildiğini ve burada sorumluluğu yüklenmenin kendisi için büyük bir onur olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Kendilerini değiştirmeyenlerin bir değişimin öncüsü olamayacaklarının bilincindeyim. Bugün dünden daha ileri bir noktada, bugün dünden daha az bir hata ile bugün dünden daha çok kalbe dokunarak değişimin takipçisi olacağız. Bu açıdan bakıldığında bir ilde eğitim yöneticisi olmak büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Yönetim anlayışımız insanları yönetmek değil insanlarla birlikte yönetmek olacaktır. İlimizde eğitim alanında başarının artması eğitim ortamlarının daha da iyileştirilmesi için herkesin desteğine ihtiyacımız vardır. Bu anlamda güven ve samimiyet ortamı oluşturulduğunda başta öğretmenlerimizin, velilerimizin, hayırseverlerimizin, sivil toplum örgütlerimizin bizlere destek olacaklarından eminim.” 
 
   Nitelikli bir değişimi yakalamanın her zaman zor olduğunu belirten Turan Akpınar “O yüzden kendini bilimin ışığında sürekli yenileyen irfan ve erdemle yoğrulan bir ekiple birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Hepimiz başarılarla anılmak istediğimiz yeni bir eğitim öğretim yılına başlamanın coşku ve heyecanı içindeyiz. Bu heyecanın öğrencilerimize, öğretmenlerimize, velilerimize dalga dalga yayılacağına inanıyoruz. Eğitim öğretim yılı boyunca heyecanımızı ve coşkumuzu kaybetmeden sevgi, saygı ve hoşgörü çerçevesinde azimle kararlılıkla çalışacağız.” diye konuştu. 

 

 

19-09-2018

 

19-09-2018

 

 

 

 

 

 

 

 

 

19-09-2018

 

19-09-201819-09-2018

 

 

 

 

 

 

 

 

 

19-09-2018

 

 

 

 

 

 

 

 

Yıldırım Mah.Dr.Neslihan Özenli Cad.No7 Halk Eğitim Binası Kat3 Akyurt/Ankara - 0312 844 18 55

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.